TAKSİM-CİHANGİR-FINDIKLI-KARAKÖY-GALATA Gezi Rotası


Alman Sarayı
Cihangir Camii
Molla Çelebi Camii
Sanayi-i Nefise
   Mektebi

Nusretiye Camii
Tophane Çeşmesi
Kılıç Ali Paşa Camii
Tophane-î Amire
Surp Krikor Lusavoriç
   Ermeni Kilisesi

Saint Benoit Lisesi
Galata Köprüsü
Karaköy Mescidi
Karaköy Palas
Ömer Abed Han
Hayyar Han
Ziraat Bankası Binası
Akbank Binası
Nordstern Han
Yeraltı Camii
Arap Camii
Saliha Sultan
   Çeşmesi

Sokullu Mehmet Paşa
   Camii

Osmanlı Bankası
   Binası

Kamondo
   Merdivenleri

Zülfaris Sinagogu
Terziler Sinagogu
Galata Kulesi
Galata Evi
İngiliz Bahriye
   Hastanesi

Kırım Kilisesi
Doğan Apartmanı

Büyük boy için tıklayın

2008

Büyük boy için tıklayın

2008

 

Harita

 


 

YERALTI CAMİİ

Yeraltı Camii, Beyoğlu ilçesinde, Karaköy vapur iskelesini geçtikten sonra sola sapınca, Kemankeş Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Yeraltı Camii`ne birkaç basamaklı bir merdivenle iniliyor. Camiye girilince diğer hiçbir camiye benzemeyen bir ortam görülür. Bunda şaşılacak bir yan yoktur, çünkü burası bir camii olarak inşa edilmemiştir. Burası aslında kuşatma zamanlarında Bizanslılar`ın Haliç ağzını kapatmak için gerdikleri ünlü zincirin kuzey ucunun bağlandığı Kastellion`un bodrumudur.(Zincirin bazı parçaları Deniz Müzesi’nde sergilenmektedir.) Kemerlerle bağlanan altışardan ve dokuz sıra tıknaz sütunun bulunduğu basık bir mekândır.
“Kurşunlu Mahzen” adıyla da bilinen Yeraltı Camii, Bizanslılar zamanında gerçekten bir mahzendi. İstanbul’un fethi esnasında Haliç’in ağzına gerilen koca zincirin bir ucu da buraya bağlanmıştı. Bilindiği gibi, Emevîler, Bizans’ı defalarca kuşatıyorlar, fakat hiçbirinden bir netice alamıyorlardı. İşte tam yedi yıl süren bu muhasaralardan sonra Emevî orduları Şam’a dönüyor. Başkomutan Mesleme, orduya ait bir takım levazımatı bu mahzene yerleştiriyor, kapısının kapakları arasına kurşun akıtarak tamamen örtüyor. Bundan sonra bu Bizans mahzeninin adı, “Kurşunlu Mahzen”e dönüşüyor. İstanbul’un fethinden sonra ise, burası Galata Mahzeni Tersanesi’ne bağlanıyor ve “Mahzen-i Sürp” adıyla resmî kayıtlara geçiyor.
Bu mahzeni, Üçüncü Ahmet devrinin ileri gelen devlet adamlarından Çorlulu Mustafa Bahir Paşa, 1725 yılında camiye çeviriyor. Tabii ki içinde bulunan bazı sahabe kabirleri, camiye dönüştürme işinde büyük bir rol oynuyor. Mustafa Paşa, mabedin vakfiyesini de en kısa zamanda tanzim eder. Sayın Necdet İşli Bey’in, “İstanbul’da Sahabe Kabir ve Makamları” adındaki eserinden öğrendiğimize göre, Mustafa Paşa, Midilli’de boğdurulur, kesik başı teşhis edildikten sonra, bizzat kendisinin yaptırdığı Otakçılar’daki Nakşibendî Tekkesi’ne defnedilir.

 

< Ana Sayfa
 

www.fotografkiraathanesi.com | www.fotografkiraathanesi.net